Danimarka ve İsviçre gibi diğer ülkelerden farklı olarak, yabancıların Almanya'da gayrimenkul satın almasına yönelik herhangi bir kısıtlama yoktur. Şu anda, birçok yabancı alıcı, Berlin, Frankfurt ve Münih gibi büyük Alman şehirlerinde mülk ediniyor. Almanya'da bir ev veya apartman dairesi satın almakla ilgilenen müşterilere, Almanya'da gayrimenkul satın alırken nasıl ilerleyecekleri konusunda ilk rehberlik aşağıda verilmektedir. Vekâletnamenin (yabancı) bir noter veya bir Alman konsolosluk memuru huzurunda tasdik edilmesi gerekir. Bu nedenle, satın alma sözleşmesinin akdedilmesi için alıcının Almanya'da bulunmaması gerekir. Arsa veya arsalar, ilgili parsellerle yapılan satın alma sözleşmesinde mümkün olduğunca açık bir şekilde tanımlanmalıdır. Bu, örneğin, hala araştırılması gereken kısmi bir alansa zordur. Mülkiyete ek olarak, temel bileşenler ve sözde aksesuarlar da satılmaktadır. Bu, özellikle binaları, fakat aynı zamanda bireysel vakanın koşullarına bağlı olarak belirli mobilyaları, makineleri vb. içerir. Belirli vergi limitleri dahilinde, toplam satın alma bedelinin bir kısmı, satılan aksesuarlar arasında dağıtılarak emlak devir vergisi düşürülebilir. Satın alma bedeli, belirli bir miktar para transferi yoluyla düzenli olarak ödenecektir. Ya mutlak bir miktar olarak sabitlenmeli ya da belirlenebilir olmalıdır - örneğin, halen incelenecek olan bir alan için metrekare başına bir fiyat belirtilerek. Kısmi ödeme anlaşması, örneğin mülk geliştirme sözleşmelerinde (kat mülkiyeti satın alımlarında) mümkündür ve olağandır. Münferit durumlarda, satın alma bedeli ödemesini sözde bir noter emanet hesabı aracılığıyla yapmak mümkündür. Ancak bu, önemli ek maliyetlere neden olur ve çoğu durumda gerekli değildir. Almanya, Avrupa'daki en düşük ev sahipliği oranlarından birine sahip. Avrupa Birliği ortalaması olan %70'e kıyasla, sakinlerin yalnızca %50'si kendi mülküne sahiptir. Almanya'nın uzun zamandır mülk sahipliği ile benzersiz bir ilişkisi vardır. Alman Federal Bankası'nın (Bundesbank) 2020 tarihli bir raporu, ülkenin düşük ev sahipliği oranının başlıca üç faktöre bağlı olduğunu tespit etti.Alman emlak piyasası, son on yılda konut fiyatlarında önemli artışlara neden olan şehirlerdeki arz ve talep dengesizliği ile güçlüdür. Düşük faiz oranları, konut sakinlerinin bir ipotek için kabul edilmesini de eskisinden daha kolay hale getirdi.Şirket olarak bizlere ulaşan arsa ve projelerinizi yerleriniz şirket bünyesinde alıp kendi içimizde değerlendiriyoruz konuyu genişletip bizlere satmak istediğiniz arsa veya projelerinizi sunabilirsiniz.